İletişim için Mail Atabilirsiniz
==>adyghe-kizi01@hotmail.com <==

19 Ekim 2010 Salı

2010 Elbise Modelleri Nelerdir?

Photobucket
Photobucket


2010 kışının modasını eğer tek kelimeyle ifade edersek bu kelime kesinlikle "çarpıcı" olur. Tasarımlarda işlemeler, süslemeler ve kat kat kumaşlar özellikle ön planda. Konsept genel itibariyle 40'lar ve 80'lerin havasını taşıyor. Rock çocukları geri dönerken, folklorik detaylar ve seksapel de unutulmamış. Aslında bu sezon modasında herkese göre bir şeyler var!
Topshop, Miss Selfridge, Koton, Mango, Banana Republic ve Park Bravo gibi ünlü markaların sezon koleksiyonlarında zevkinize uygun bir parça mutlaka bulacaksınız.
Folk ruhu
Folk ruhu taşıyan etnik desenler, tunik elbiseler, püskül detayları bohem hayatın modernize halini yansıtıyor.
Tezatlık hakim
Derin koyu renkler, yüksek voltaj renkleriyle altüst edici, göz kamaştıran bir tezat yaratıyor. Aynı zamanda vizon, bej, saks mavi ve ekru tonları koleksiyonun ana hatlarını da belirlemiş oluyor. Füme, gümüş, bronz ve yanık altın renkleri, taba, gri ve siyah ile kombinlenirken; petrol tonları, zümrüt yeşili, mor, parlak pembe ve kobalt mavisi koleksiyondaki renk patlamasını sağlıyor.
Siyah başrolde...
Bununla birilikte siyahın çarpıcı şıklığı, kadınsı bir görünüm için dantelle buluşarak, vazgeçilmez bir bütünlük oluşturuyor. Sofistike bir şekilde geri dönen 70'lerin vintage elbiseleriyle, mini ya da maksi uzun ceketler (blazerler), koleksiyona hem orijinal hem de yaratıcı bir çizgi getiriyor.
Metal ve zımba süslemeler
Ürünlerde sıkça rastlanan metal süsleme detayları, Mad Max ve Dune gibi bilim-kurgu filmlerinden etkilenilerek yaratılmış sanki. Islak görünümlü kumaşlar ve dokulu baskılar zengin ve dekoratif bir tema oluşmasını sağlayan önemli unsurlardan.. . Vurgulu omuzlar, pullar, zımba detayları, dar kesimler ve yüksek belli miniler sezonun silüetini oluşturuyor.
Rock'n Roll
Süper mini elbiseler, dar montlarla veya yeleklerle giyilerek iddialı bir rock tarzının temelini oluşturuyor. Batik boyama, yırtık detaylar, kareli kumaşlar ve fermuarlar bu tarzın olmazsa olmazları.
Trikosuz olmaz!
Triko bu sezonun anahtar ürünlerinden olup, lureks renk bloklaması, metalik iplikler, işlemeler ve zımba detayları ile ön plana çıkıyor.
Gece elbiseleri göz alıcı
Geometrik ve soyut leopar desen baskılar görünümü tanımlarken, zımba ve payetler ise matlık ve parlaklığı birleştiriyor. Drape detaylı kokteyl elbiselerinde mücevher işlemeleri ön plana çıkarken, yarasa kollu elbiseler 1980'lerin siluetini yansıtıyor. Keskin hatlı ve seksi dikişlerin kullanıldığı parçalarda ekoseler, gri tonları ve siyah ana renkleri oluşturuyor.

Kilo vermek için ne yapmalıyız?

Photobucket


Televizyon karşısında maksimum 2 saat vakit geçirerek, günde 3 ana 2 ara öğün tüketerek, her gün 60 dakika yürüyerek, en fazla 70 gram yağ tüketerek, bel çevrenizi 90 santimetrede tutmaya özen göstererek ve her gün 100 kalori daha az alarak kilolarınızdan kurtulup formunuzu koruyabileceğinizi biliyor muydunuz? İşte rakamlar ve altında yatanlar…

2
Televizyon karşısında geçireceğiniz maksimum saat süresi


68 bin kadın üzerinde yapılan bir deney 2 saatten fazla televizyon izleyen kadınların obez olma ihtimalinin yüzde 23, diyabet hastalığına yakalanma ihtimalininse yüzde 14 daha fazla olduğunu ortaya çıkarmış. Televizyon karşısında sürekli oturma, hareketsizlik ve atıştırma gibi etkenler kilo almamıza neden oluyor. Dolayısıyla televizyon karşısında geçirilecek vakti minimumda tutmak, illa atıştırılacaksa meyvelerin tercih edilmesi sağlıklı olacaktır.

5
Bir günde tüketilmesi gereken öğün adedi


Uzmanlar günde 3 ana öğün ve en az 2 ara öğün tüketilmesi gerektiğinin altını sürekli çiziyorlar. "Ne kadar az yersem o kadar çok kilo veririm" kesinlikle yanlış bir inanıştır. Bunu düşünerek, öğle veya akşam fark etmez; herhangi bir öğün atlanırsa, bu diyet kilo verememekten ziyade kilo almaya bile dönüşür. Unutmayın atlanan öğün, insanı kan şekerinde düzensizliğe ve çabuk acıkmasına neden olur. Böylece bir sonraki öğünde daha çok besin tüketilir ve kilo alımı burada devreye girmeye başlar.

60
Bir günde yapmanız gereken yürüyüş dakikası


Uzmanlar en az yarım saatlik bir yürüyüşün genel sağlık açısından oldukça faydalı olduğunu söylüyor. Fakat kilo vermek istiyorsanız tüm diyetlerin yanında yapmanız gereken bir şey varsa, o da en az 1 saatlik tempolu yürüyüşlerdir. Amerika'da bu konuyla ilgili yapılmış bir araştırma her gün düzenli olarak bir saat tempolu yürüyüş yapan kadınların obez olma ihtimallerinin yüzde 24, diyabet hastalığına yakalanma ihtimallerinin ise yüzde 34 azaldığını ortaya çıkarmış. Dikkat etmeniz gereken konu ise ağır yemeğin hemen ardından yürümemek ve yanınızda daima su bulundurmak.

70
Günde alınması gereken maksimum yağ gramı


Aldığınız yağı kontrol altına almak artık çok kolay. Çünkü raftan aldığınız her ambalajın arkasına baktığınızda içeriğini oranlarıyla görebilmeniz mümkün. Bu şekilde bilinçli yağ tüketimine özen göstermeniz formunuzu korumanız açısından oldukça faydalı. Eğer ortalama kilo ve boyda bir insansanız 70 gram bir günde almanız gereken maksimum gram miktarıdır. Eğer kilo verme aşamasındaysanız tüketeceğiniz yağ miktarı maksimum 50 gram olmalı.

90
Bel çevrenizin santimetre olarak maksimum ölçüsü


Bel çevrenizin kalınlığının nelere yol açtığını biliyor muydunuz? Bölgedeki yağ perdesi büyümeye başlar, böbreklere baskı yapar, tansiyonu yükseltir, karaciğeri zehirler, yüksek kolesterol yaratır, şeker hastalığını ortaya çıkarır, safra taşları yapar, bağırsaklarda tehlikeli durumlar yaratır. Görüldüğü üzere bel çevresinin ölçüsü sağlık açısından oldukça önemli bir konu. Hatta doktor Mehmet Öz, tartılmak yerine belimiz ölçmenin daha önemli olduğunu söylüyor ve kadınların 93, erkeklerin 101 santimetreyi geçmeleri durumunda sağlık riskinin arttığını belirtiyor.

100
Her gün eksik almanız gereken kalori miktarı


Fazladan 3.500 kalorinin 450 gr almak anlamına geldiğini hatırlatalım. Bu da yılda 35 bin kalori, yani 4.5 kilo anlamına geliyor. Bunu her gün 100 kalori daha az alarak önleyebilirsiniz. Nasıl mı? Bir dilim ekmek daha az alarak, iki ızgara sosis yerine bir haşlanmış sosis yiyerek, iki bardak portakal suyu yerine iki portakal tüketerek, iki yağlı yoğurt yerine iki az yağlı yoğurt seçerek veya mayonez yerine az yağlı salata soslarında tercih ederek...

2010 Yazının Güzellik Trendleri

Photobucket


Her yeni sezonda sadece moda değil, güzellik trendleri de değişiyor. 2010 yazının güzellik trendleri ise bizi yepyeni akımlarla tanıştırıyor.

Mor oje, sadece göz altına çekilen mavi kalem ve solgun renkteki rujlar bu trendlerden birkaçı...
SEKSİ GÜLÜŞLER
1 DUDAKLAR SOLUYOR
Bu yazın en büyük trendlerinden biri dudağa hiçbir şey sürülmemiş gibi duran solgun renkteki rujlar. Sosyetik güzel Kim Kardashian'ın sık sık kullandığı bu tondaki bir ruju sürerseniz, kirpiklerinize bol bol maskara uygulamayı ihmal etmeyin.
2 KIRMIZI RUJ YENİLENDİ
Klasik kırmızı rujları, yaz bittikten sonra kullanmaya devam edebilirsiniz. Çünkü bu yaz dudaklarınızı; oyuncu Ashley Greene gibi karpuz kırmızısı rujlarla renklendireceksiniz. Yanaklarınıza süreceğiniz hafif pempe tonundaki allık da, cildinizi canlandıracak ve yaz günlerinde daha da güzel gözükmenizi sağlayacak.
BÜYÜLEYİCİ GÖZLER
3 TERSİNE KALEM
Stil ikonu Rihanna yeni bir güzellik trendine imza attı: Sadece göz altına renkli bir kalem çekmek! Bu işlem, gözün şeklini ve rengini iyice ortaya çıkarıyor. Göz kaleminin bulaşmasını ve akmasını önlemek için suya dayanıklı bir kalem kullanmanızı tavsiye ederiz.
4 YENİ MAVİ
Göz rengini en çok mavi kalem ortaya çıkarıyor. Kate Beckinsale de, gözlerini bu yöntemle belirgin kılıyor. Yalnız, göz altınıza mavi kalem çekmeden önce gri bir farla baz oluşturun.
TIRNAKLARA YENİ RENK
5 MORARMA ZAMANI
Geçen yaz herkes tırnağına pembe oje sürmüştü. Bu yaz ise pembenin yerini lila ve mor aldı! Rachel Bilson gibi Hollwood yıldızlarının severek uyguladığı bu trend için bir ipucu verelim: Açık tonlardaki mor oje; açık tenlilere, koyu tonlarda bir mor ise kumrallara ve esmerlere yakışıyor.
TOPLU SAÇLAR
6 DAĞINIK TOPUZLAR GERİ DÖNDÜ
New York Moda Haftası, bu yaz saçlarımızı bol bol dağınık topuz yapacağımızı gözler önüne serdi. Oyuncu Leighton Meester da, yüzünün güzelliğini ortaya çıkaran ve görünüşünü yumuşatan bu saç modelini çok severek uyguluyor.
7 BİR YANA YATIRIN
Saçlarınıza klasik bir görünüm vermek istiyorsanız, onları Natalie Portman gibi bir yana yatırarak toplayın. Ama bu arada öndeki bir tutamı kulaklarınızın üstüne bırakmayı da ihmal etmeyin.
MODERN MODELLER
8 ASİMETRİK TARAYIN
Dağınık dalgalar, resmi davetler için biraz fazla spor durabilir. Ama Sarah Jessica Parker gibi, saçınızın bir tarafını tokalar yardımıyla kulaklarınızın üstüne doğru toplarsanız, çok daha havalı bir görünüme kavuşabilirsiniz.
9 YARIM TOPLAYIN
2010 yazında; yapması son derece basit, gündüz de gece de rahatlıkla kullanabileceğiniz saç modelleri moda. Lo Bosworth'ün yaptığı gibi saçı yarım toplamak da bu trendlerden biri.
10 Eva Longoria Parker gibi saçlara farklı tonlarda gölge attırmak bu yaz çok moda.

Kaynak: Milliyet

Güzellik İçin Ameliyat Şart Değil

Photobucket


Cildinizi genç ve sağlıklı bir hale sokmak için artık tek çözüm bıçak altına yatmaktan geçmiyor.

Güzellik enstitüleri ve medikal estetik merkezlerinde sunulan bakımlar öylesine etkili ki, yüzünüzde ciddi farklar yaratabiliyorlar. Özellikle cildin alt katmanlarını etkileyen ve cildin kendi kendisini yenileme kapasitesini harekete geçiren lazer ve ışın uygulamalarıyla oldukça memnuniyet verici sonuçlar elde edilebiliyor. Cilt bakımları ise cildin gençliğini korumasına ve taze bir görünüm almasına yardımcı oluyor.
LAZER VE IŞIKLA GENÇLEŞTİRME
Polaris WR Technology, IPL, N-LITE Lazer, Lovely II, Fotodinamik Terapi gibi lazer cihazlarıyla yapılan işlemler kırışıklıkları azaltmak ya da gidermeye yönelik oldukça etkili sonuçlar veriyor. Kırışıklar ne kadar erken yakalanırsa o kadar iyi sonuç alınıyor. Peki lazer ve ışınlar nasıl etki ediyor? Işınlar ciltte kolajen üretiminin hızlanmasını, dermis tabakasında yeni liflerin oluşmasını ve cildin eski sıkılığını kazanmasını sağlıyor. Cildin görünümü güzelleşiyor, kırışıkların belirginliği ise azalıyor.
Ayrıca ciltteki kan dolaşımını hızlandırıyor ve o bölgeye olan kan akımını da yoğunlaştırıyor. Böylece genel olarak cildin görünümü güzelleşiyor, gençleşiyor. Uzmanların belirttiğine göre ışınlarla yaklaşık 20 seans boyunca yapılan uygulamalar yüzde fark edilir bir değişikliğin olmasını sağlıyor. Ayrıca Vacu-Press gibi cihazlarla da cildi canlandıran, geren uygulamalar yapılabiliyor. Bu yöntemler kan dolaşımını hızlandırarak cildi tazeleyebiliyor. Probleme göre ve kişiye özel uygulamalarda 10-15 seans sonunda sonuç alınabiliyor. Lifting yöntemleri yüz ve dekolte bölgesindeki tüm kırışıklara, göz altı torbalarına ve çift çene problemine karşı kullanılabiliyor. Fiyatlar: Seans ücretleri 150-200 YTL arasında.
Kış gelince kapalı giysilerin ardına saklanıyor ve sanki bir daha hiç yaz gelmeyecekmiş gibi selülitlerimizin varlığını unutuyoruz. Hatta onlardan kurtulmak için bir şeyler yapmak bir yana, bir önceki bahar ve yaz aylarında çektiklerimizin acısını çıkarırcasına gönlümüzce yiyor, içiyoruz. Oysa, kışın formunuza dikkat etmek, yazı tam hayalinizdeki vücutla karşılamanızı sağlayabilir. Bizim önerimiz, önünüzde bol bol vakit varken selülit bakımı yaptırmayı düşünmeniz. Eğer kışın iyi bir program yapar ve bahar aylarında da birkaç idame seansından faydalanırsanız, yazı tam istediğiniz gibi formda ve selülitsiz bir vücutla karşılayabilirsiniz.
VACUSTYLER-SPM
Vacustyler cihazının işleyiş şekli basınç ve çekim gücü ile yani pozitif ve negatif atmosfer basınçlarıyla sağlanıyor. Alçak basınç sırasında bacaklara kan ve oksijen pompalanıyor, yüksek basınç sırasında ise kirli kan ve toksinler, damarlarımız ve lenf kanalları aracılığıyla dışarı atılıyor. Yöntem birbirini destekleyen "Slide styler", "SPM-Vacupress", "Body-Star" "Sono Care" "İono Care-)gibi cihazlarla desteklenerek kişinin hem ödem hem de bölgesel fazlalıklardan kurtulmasına yardımcı olunabiliyor.
MEZOTERAPİ
Yöntemin temeli Fransa'dan geliyor ve 1987 tarihinden beri Fransız Tıp Akademisi tarafından alternatif terapiler arasında gösteriliyor. Mezoterapi seansları sırasında, orta deriye ince uçlu iğnelerle ilaç enjekte ediliyor. Çok ince uçlu, mezoterapiye özel iğneler kullanıyor ve ilaçlar lokal olarak, selülitlerin giderilmesi ve zayıflanması istenen bölgelere uygulanıyor. Bu ilaçlar o bölgedeki yağ bloklarını kırıyor ve kan dolaşımını hızlandırıyor. Özellikle sarkmalarda bilinçli bir şekilde uygulandığında başarılı sonuçlar elde edilebiliyor.. Kaç seans uygulanıyor? Mezoterapi uygulamaları ortalama 8-10 seans şeklinde. Bir seans ortalama 10-15 dakika sürüyor. Seans aralıkları ise minimum 5-7 gün. Fiyatı: Seansı 150 YTL civarı
PROSLIM-24
Seanslar sonunda gevşek ve sarkık görünen doku sıkı ve diri bir hal alıyor. Sarkık karın toparlanıyor. Sık kilo alıp verilmesi, sporun bırakılması veya doğal yaşlanma sürecindeki karın, kalça, bacak içi ve kol üstlerinde oluşan deformasyon da toparlanıyor. Kaç seans uygulanıyor? Vücut yapınıza göre seans sayıları belirleniyor. Genellikle 8 seans toparlanma için yeterli oluyor. Fiyatı: 10 seanslık paket 800 YTL civarı.
Güzel bir vücuda sahip olmanın önünde duran en büyük engel, çoğu zaman, bölgesel fazlalıklar oluyor. Ne kadar zayıflasanız da bir türlü kurtulamadığınız göbeğiniz ya da basenleriniz bazen özel ilgi isteyebiliyor. Bu durumlarda tavsiyemiz, bölgesel incelme sağlayan yöntemlerden faydalanmanız. Bu yöntemler size uygun bir beslenme programıyla desteklendiğinde daha iyi sonuçlar verebiliyor. Bölgesel fazlalıklardan kurtulmanıza yardımcı olan bu yöntemlerin özelliklerinden biri de vücutta sıkılaşma sağlamaları. Yani bu yöntemlerle hem göbek ve basenlerinizden kurtulabilir hem de bu bölgelerde belli bir oranda sıkılaşma fark edebilirsiniz. İşte bu yöntemlerden bazıları;
LPG
Cihazın; inceltici, selülit giderici ve toparlayıcı olmak üzere üç programı var. Kişinin ihtiyacına göre, bu programlardan herhangi biri ya da tümü uygulamaya konuluyor. Uzmanlar, bu cihazın, basınç yöntemiyle lenf sistemini ve toplardamarları çalıştırarak etki sağladığını belirtiyor. Cihazın başlığında bulunan rulolar, özel hareketleri içeren uygulamalar ve basınçla cilt altındaki yağ dokusunu parçalıyor, gevşemiş bağ dokusunu sıkılaştırıyor ve ödemin vücuttan atılmasını sağlıyor Kaç seans uygulanıyor? 35'er dakika süren 15 seans yeterli olabiliyor. Aşırı kilolu bayanlarda 18-25 seansa kadar çıkılabiliyor. Haftada 2-3 kez tekrarlanması gerekiyor. Fiyatı: 10 seans 1.000 YTL civarı
2. THERMO-C
Thermo-C sisteminde, birbirinden farklı çeşitli uygulamalar bir arada kullanılabiliyor. Bu uygulamaların arasında, radyo frekans dalgalarını, LED ışınlarını ve vakum terapi sistemlerini saymak mümkün. Böylece pek çok farklı soruna aynı anda müdahale edilebililyor. Thermo-C ile, cilt yüzeyini sıkılaştırma, portakal kabuğu görünümünü azaltma, yüzeysel ve daha derinlerdeki yağ dokularını kırma ve bağ dokusunu güçlendirme amaçlı uygulamalar yapılıyor.
MLS
Fransız sağlık ekipmanları üreticisi bir firma tarafından geliştirilen MLS (Morpho-josculpt) dünyada birçok ülkede uygulanıyor, hastanın ihtiyacına ve vücut yapısına göre belirlenen seanslar halinde uygulanıyor. Yöntemin işleyiş prensiplerine gelince: MLS Sisteminin üç aşaması var. Birinci aşamada, bilgisayar yardımıyla kişinin fazla olan yağ dokusu ölçülüyor hücrelerine verilecek sıvı miktarı hesaplanıyor.İkinci adımda bu sıvı, muayenehane şartlarında soğutulmuş yağlı bölgeye enjekte ediliyor,yağ hücreleri, cilt dışından MLS sisteminin parçası olan ultrason aleti yardımıyla patlatılıyor ya da sıvılaştırılıyor. Son adım ise sıvılaşmış infraruj, elektromanyetik örtü altında ısıtılarak drenajlarıyla vücuttan atılmasını sağlamak.
HYPOXİ
Son zamanlarda, hızlı bir şekilde incelmeye ve bölgesel fazlalıklardan kurtulmaya yardımcı pek çok yeni yöntemin geliştirildiğini duyuyoruz. İşte, Hypoxi de bu yöntemlerin en yenilerinden... Hypoxi'nin, özellikle bölgesel yağlanmaların olduğu kalça, karın, bel, basen, bacak gibi problemli alanlarda etkili olarak; "4 günde 1 bedene kadar" incelme imkanı sunduğu belirtiliyor.
İsteklerimiz hiç bitmiyor; hem güzelleşmek, gençleşmek istiyoruz hem de bunun en zahmetsiz, en kısa şekilde gerçekleşmesini... Neyse ki, gelişen teknolojiyle el ele veren Tıp dünyasından neredeyse her geçen gün yeni bir haber daha geliyor. Üstelik bu haberlerin bazıları, yıllardır bu işlerin içinde olan biz sağlık ve güzellik editörlerini şaşırtacak cinsten... Estetik cerrahi dünyasında, endoskopik yöntemler çığır açarken, cerrahi dışı işlemler de, gittikçe daha az acı verir, kısa sürede iyileşir (hatta artık pek çoğunda iyileşme sürecinden bahsedilmiyor bile) hale geliyor. Siz de bu minik estetik girişimlerden faydalanarak, aynada daha genç bir yüze merhaba diyebilirsiniz!
Dolgu maddeleri:
Tüm dünyada en yaygın kırışık giderme yöntemlerinden birisi de, kırışıkların içine hyalüronik asit enjekte ederek doldurmak. Hyalüronik asit, gözün hemen altındaki çok ince kırışıklardan, burun ve ağız kenarındaki en derin kırışıklara kadar tüm kırışık tiplerine uygulanabiliyor. Ancak uygulanan asitin cinsi, özellikle yoğunluk açısından birazcık değişiyor. Doldurma yöntemiyle, dudaklar da daha dolgun hale getirilebiliyor. Hyalüronik asitin son yıllarda, geliştirilerek, daha yoğun kullanılmasıyla elmacık kemikleri yapılandırılarak yüz hatları şekillendirilebiliyor. Fiyatı: 350 - 500 Euro arası
Radyo dalgalan:
Radyo dalgalarıyla deri ve deri altı yapılardaki su moleküllerinde, bölgesel ısınma oluşturuluyor. Böylece, "kolajen üreticilerini tetiklemesi" olarak tanımlayacağımız bu yöntemde, kontrollü bir hasar oluşturularak dokunun kendini onarması toparlanması sağlanabiliyor. Uygulama emniyetli, sonuçlar, rahatça gözlenecek denli başarılı. Radyo Frekans cihazının başlığı cilt yüzeyinde gezdiriliyor ve bir yandan da özel bir termometreyle cildin istenen sıcaklığa ulaşıp ulaşma¬dığı sürekli kontrol ediliyor. Hasta, işlem sırasında cildinde yoğun bir sıcaklık hissediyor. Yanma hissinin başladığı an başlık başka bir bölgeye kaydırılıyor. Uygulama süresi 20 - 30 dakika değişiyor
Yaz sonunda güzelliğimize gölge düşüren en büyük sorunlardan biri de pigment lekeleri. Özellikle güneşe korumasız çıkanlar yüzlerinde oluşan, çeşitli büyüklüklerdeki kahverengi lekelerle baş etmek zorunda kalabiliyorlar. Pigmentasyon lekeleri ciltteki melanin miktarının artmasından ve eşit olmayan bir şekilde dağılmaya başlamasından oluşuyor. Pigment lekelerinin ne büyük nedeni güneş, akne ve bu akneleri sıkma. Pigment lekeleri hor-monal dengesizlikler sonucu da oluşabiliyor, doğum kontrol haplarının kullanımı, hamilelik ve stres, bu hormonal dengesizliklere neden olan başlıca etkenlerden.
Tabii bir de çiller var ki onların oluşum nedenleri büyük ölçüde genetik ve yine güneşle birlikte artıyorlar. Güneşten gelen ultraviyole ışınları, sadece 5 dakikalık bir sürede melanin üretimini tetikliyorve bu üretimin tam 36 saat boyunca devam etmesine neden oluyor. Ayrıca 72 saat sonra yine ciltte artan bir pigmentasyon dalgası oluşuyor. Yani güneşe uzun süreler maruz kalmak pigment lekelerinin artması için davetiye çıkarmak gibi. Pigment lekeleri epidermisde ya da dermiş tabakasında yer alabiliyor. Peeling içerikli temizleyiciler, losyon ve kremler, antioksidan nemlendiriciler, güneş koruyucuları ve leke ürünleri her gün düzenli olarak kullanılabilir.
IŞINLAR
Lekeleri gidermek için çeşitli tipte lazer ışınlarından da yararlanılabiliyor. Lekenin büyüklüğüne, yoğunluğuna göre tedavinin seans sayısı değişebiliyor. Bazen 2-3 seans yeterliyken, leke fazlaysa 7-8 seans da sürebiliyor. Lazer ışınının etkisi ile, deride derinliği ve derecesi kontrol edilebilen bir buharlaşma oluyor. Bu durum çok kısa süre içinde yüzeysel tabakanın yeni hücrelerle kaplanmasını sağlıyor, lekelere neden olan pigmentler parçalandığı için lekeler de kayboluyor. Lazerle soyulan cilt, sadece lekelerden kurtulmakla kalmıyor, hem yenileniyor, hem de gençleşiyor.
CİLT BAKIMI
Ciltteki lekelerden kurtulmanın en etkili yollarından birisi de güzellik ve estetik merkezlerinde uygulanan cilt bakımları. Lekeleri açan özel maddelerle yapılan maskeler sayesinde yaklaşık 8-10 seans sonunda ciltteki lekelerde açılma görülebiliyor.
Yaşımızı en fazla ele veren bölgelerimizden birisi de ellerimiz ve ayaklarımız. Düzenli güneş kremi kullanma alışkanlığı olanlar bile özellikle şehirde dolaşırken ellerine ve ayaklarına güneş kremi sürmeyi çoğu zaman ihmal ediyorlar. Eller ve ayaklar da bu durumdan çok olumsuz bir şekilde etkileniyor. Ellerde, güneş ışınlarının etkisiyle yaşlılık lekelerinin oluşumu büyük bir hız kazanıyor. Yaz boyu bizler gibi ayaklarımız da açık sandaletlerin içinde özgürlüğün tadını çıkarıyor... Ancak çorapsız olmaları, ayakkabı vurmalarından, kesmelerinden daha fazla etkilenmeleri anlamına geliyor.
İşte bu nedenle ayaklar özellikle her yaz sonrası iyi bir bakıma ihtiyaç duyuyor. Ayakları kışa hazırlamanın ilk şartı ise tırnaklarınızı kapalı ayakkabıların rahatsız etmesini önlemek için yaz aylarına kıyasla daha kısa kesmek. Tırnaklarında herhangi bir ağrı, acı hissedenlerinse kışın daha büyük problemler yaşamamaları için bir ayak sağlığı uzmanına başvurmalarında ve kışı öyle karşılamalarında fayda var. Elleriniz ve ayaklarınız için yapabileceğiniz en güzel şey onlara özel kozmetik ürünleri, kremler ve maskelerle onları şımartmak. Ve elbette güzellik enstitülerinde el ve ayaklara özel hazırlanan bakımlardan faydalanmak. Örneğin ellerinizin ipek gibi olmasını sağlayan parafin maskesi.
ÖZEL BAKIMLAR
Vaktinizin olduğu bir günü el ve ayaklarınızın güzelliği için harcamaya ne dersiniz? O zaman işte size pratik bir tarif: Biri büyük biri küçük iki kabın içini sıcak suyla doldurun. Suyun içine en sevdiğiniz bitki yağlarından - örneğin gül, papatya ya da lavanta -ekleyin. Ardından el ve ayaklarınızı bu kaplara sokun ve yarım saat, dilerseniz mum, tütsü ve müzik eşliğinde, bekleyin. Ardından ellerinizi çıkarın ve kurulayın.
Parlak saçlar için önerilerimiz son derece basit ve pratik. Ancak bunlar sayesinde alacağınız sonuçlar kelimenin tam anlamıyla "göz alıcı". Evet, iddia ediyoruz, parlak saçlar için 15 dakika yeter.
İyi bir şampuanlama için 5 dakika
Şampuanınızı saçlarınızın cinsine göre seçmeye dikkat edin. Özel parlaklık veren formülleri tercih edebelirsiniz. Şampuanlama sonunda soğuk suyla uzun uzun durulayın. Duruladığınız suya bir parça da sirke ilave edin ya da bu işlem için özel olarak satılan durulama sirkelerinden uygulayın.
Sıcak ve soğuk kurutma için 4 dakika
Şampuandan sonra fırçayla kıvırmaya çalıştığınız uzun saçlarınızı önce sıcak fönle kurutun. Bir sonraki aşamada ise buklelerinizi ters yöne kıvırarak bir yandan da soğuk fön tutun. Bu değişimli sıcak-soğuk hava akımı, farklı renkteki saç tutamlarınızın hem şekillerini korumalarını sağlar hem de biraz daha parlamalarını...
İyi bir fırçalama / tarama için 1 dakika
Gün içinde o kadar çok parlaklık düşmanına maruz kalıyor ki saçlarımız: Toz, hava kirliliği,... Bunlardan kurtulmanın en iyi yolu yatmadan önce saçınızı güzelce fırçalamak. Büyükannelerimizin "Sağlıklı saçlar için günde 100 fırça darbesi" öğütünü kenara bırakın. Her zaman önce uçlardan , sonra yavaşça karışmış bölgelere doğru ilerleyin. Sert davranırsanız saçlarınızın dokusuna zarar verirsiniz.. Bu da ışıl ışıl parlamalarını engeller.
Doğru makyaj yapmanıns sırlarını öğrenmek, birkaç küçük dokunuşla çok daha genç bir görünüme kavuşmanıza yardımcı olabilir. İşte güzellik uzmanlarının yardımıyla derlediğimiz makyaj hileleri:
Kaşlarınızı kaldırın
Saçlarınızı iki kenarından tokayla hafifçe gere¬rek toplamak hem kaşlarınızı hem de gözlerinizi yukarı doğru gerecek; böylece cildinize daha gergin, yüzünüze de daha genç bir ifade verecek. Tabii kaşlarınızı alarak ve biraz üzerinden yeni bir hat çizerek de onlara normalden yukardaymış gibi bir görüntü verebilirsiniz. Ancak dikkat; kesinlikle yeni hattı orijinal yerinden çok yukarıya çizmeyin, bu yapay bir görüntü oluşturabilir.
Sıcak tonlara evet
Fondöten seçerken kesinlikle içinde pembe tonların olmadığına dikkat edin. Bej, fildişi ve kemik tonlarında doğal ve hafif parlak tondaki fondötenler daha genç ve taze bir tene sahip olmanıza yardımcı olacak.
İyi bir kapatıcı en iyi arkadaşınız
Evet iyi bir kapatıcı her zaman imdadınıza yetişecek harika bir arkadaş. Ancak bir kurala uymak kaydıyla! Kapatıcınızın tonunun cildinizin tonundan çok farklı, özellikle de çok daha açık olmaması gerekiyor. Doğal sonuçlar için hafif dokunuşlarla, kapatıcıyı iyice yedirerek göz altlarınıza ve lekelerinizin üzerine uygulayın.
Gözlerinizi açın
Daha iri ve daha parlak gözler, yüzünüze tahmin edemeyeceğiniz kadar genç ve taze bir ifade verir. Peki bunu nasıl sağlayacaksınız? Çok basit iki hileyle; öncelikle gözünüzün tam içine, göz pınarının hemen yanına parlak, hatta simli beyaz bir nokta kondurun.
Yeni yıla az bir zaman kala tutamayacağınız sözler vermeyi unutun. Bundan böyle yaşamınızı olumlu değiştirecek ve en önemlisi de sadık kalmaya başarabileceğiniz kararlar alın. İşe önce yenilenmiş bir vücuttan başlayın. İşte size birkaç tüyo... Ya yaptığınız sporu değiştirin,ya da içeriğini!
Şu an yapmakta olduğunuz sporu farklılaştırmak formunuzu artırmanın en iyi yolu olabilir.Kesin değişiklikler yapmayın, yoksa yakında yeni fikir bulmakta zorlanabilirsiniz. Bunun yerine küçük, başarılabilir yollar arayın. Örneğin rutin spor programınızın süresini ya da yoğunluğunu değiştirebilirsiniz. Her gün koşuya çıkıyorsanız, bu kez rotanıza bir tepeyi ya da bir kumsalı ekleyin. Koşunuzu, kısa mesafeli sürat ve sonrasında yavaş jogging şeklinde çeşitli bölümlere ayırarak da farklılaştırabiIirsiniz.
Daha verici olun
Başkalarına yardım etmek onlara olduğu kadar size de çok iyi gelir. 2005 yılında yapılan bir araştırmada gönüllü işlerinde çalışan insanların yarısı, gönüllü çalışmanın kendilerini daha sağlıklı hissetmelerini sağladığını, stresi ve depresyonu azalttığını söylüyor. Bu insanların 4'te 1 'i ise gönüllü çalışmanın kilo vermelerine yardımcı olduğunu belirtiyor.
Birlikte egzersiz yapın
Bu öncelikle cinsel yaşamınızı da hareketlendirecek! Uzmanlar fiziksel egzersiz sırasında salgılanan endorfin, bir ilişkinin ilk ve en heyecanlı döneminde vücudunuzda salgılanan kimyasallara çok benzediğini söylüyor! Dolayısıyla partnerle birlikte egzersiz yapmak bu duyguları yeniden depreştirecek! Özellikle yeni bir egzersiz türünü birlikte öğrenmeye başlarsanız, öğrenme deneyimini paylaşmanız bir çift olarak birbirinize daha çok bağlanmanızı da sağlayacak.
Spa bakımlarından faydalanın
Bir spa merkezine gidip, günün stresinden ve yorgunluğundan arınmak bizi en fazla yenileyecek önerilerden. Ancak bunun için her zaman yeterli vaktimiz olmayabiliyor. O zaman da çare kendi evinizde yaratacağınız spadan yararlanmaktan geçiyor. Neyse ki günümüzde, bunun için kullanabileceğiniz pek çok seçenek var. Doğal kozmetikler, tütsü ve mumların yanı sıra geleneksel küvetinizi bir dakika içinde jakuziye dönüştürecek aparatlar (cihazı suyla dolu küvete daldırıyorsunuz ve suyu hareketlendiriyor), ev tipi buhar makineleri ve kendi kendinize masaj yapmanıza olanak tanıyan titreşimli cihazlar bunlar arasında akla ilk gelenler. Evde spa ortamı yaratmak için CD'lerden de yararlanabilirsiniz. Karlı bir dağda mı yoksa dalgaların yanında mı olmak istersiniz? Yapmanız gereken sadece bu seslere ait CD'yi seçmek...
Beslenme hem sağlığınızı hem de gençliğinizi korumada anahtar rol oynuyor. Bazı besinler, hücresel yaşlanmada en önemli rolü oynayan serbest radikallerle savaşıyor; hem gençliğimizi hem de sağlığımızı korumamıza yardımcı oluyor. Zaten sağlıklı olmak demek genç olmakla aynı anlama geliyor. Beslenme uzmanlarına bizi genç kılan besinleri sorduk. Ve bakın onlar da neler anlattılar.
GENÇLEŞTİREN BESİNLER
Brüksel lahanası, brokoli, karnabahar, şalgam ve beyaz lahanada isotiyosiyonat, indoller, tioller ve sülfaranlar, soya fasulyesinde isoflavonidler, yeşil çay ve kırmızı şarapta ise fenoller bulunuyor. Bu kimyasal bileşikler, tümör oluşumunu durdurup, kansere karşı koruyucu etki gösteriyorlar.
  • Taze ve kuru soğan, sarmısak ve pırasada al-lil sülfidler bulunuyor. Bu kimyasal maddeler, bakteri oluşumunu önleyici, tansiyon düşürücü, oksidasyonu önleyici etkiye sahip. Domates, domates salçası, kırmızı biber ve karpuzda likopen var. Kanserden koruyucu ve oksidasyon önleyici özellikleri olduğu biliniyor. Havuç, kayısı ve kivide beta-korotenler bulunuyor. Betakarotenler, koroner kalp hastalığına ve kansere karşı koruyucu, oksi-dasyonu önleyici özellikte. Domates, maydanoz, kivi, çi¬lek, koumarik asit içeriğiyle karaciğerde toksik maddelerin oluşumunu, oksidasyonu önleyici etkiye sahip. Çilek, elma, kavun, greyfurt ve böğürtlen de ellajik asit ve fenol içeriğiyle, HIV gibi virüslerden koruyucu, karaciğeri yenileyici, oksidasyonu önleyici etkiye sahipler. Ananas, böğürtlen ve mürdüm eriğindeki temlik asit, karaciğeri koruyucu etki gösteriyor. Somon ve ceviz, içerdikleri omega 3 yağlarıyla cildinizin savunma mekanizmasını geliştiriyor.

Su Gibi Gözler Çamurdan Eller

Photobucket

Bu yazın makyaj modasına doğanın tonları hakim.Mercan pembesi, su yeşili ve çamur rengi. Evet, bildiğiniz çamurun renginde ojeler bu yılın trendi!

Yaz bir türlü gelmese de ara ara açan güneş tenimizi hafifçe bronzlaştırdı. Bu senenin makyaj trendi bu bronzluğu vurgulayıp öne çıkartıyor. Yanaklarda ve dudaklarda mercan pembeleri, gözlerde ise su yeşilinin tonları kullanılıyor. Şakaklara ve elmacık kemiklerinin altına uygulanan sedefli ürünlerle yüz hatları belirginleştiriliyor.
Canlı ve taze bakışlar için siyah ya da kahverengi göz kaleminizi farınızın altına uygulayın, üzerine süreceğiniz farla kalemin etkisini yumuşatın.
Rimel yine bol bol kullanılıyor.
Dudaklarınızı daha dolgun göstermek için alt dudağınızın ortasına parlatıcı veya sedefli açık renk bir far uygulayın.
Bu sene tırnaklarda ise çamur rengi moda. Chanel'in 505 numaralı ojesi en gözde tonlardan. Başta Sephora olmak üzere pek çok markada yılın bu moda rengini daha uygun fiyatlarla bulabilirsiniz.
Bu güneş koruyucusu farklı
Benev'in güneşten koruyucu ürününün saf titanium dioxide'den oluştuğu bu nedenle güneş ışınlarına karşı koruma sağlarken ölü derinin altına geçmediği için risk içermediği iddia ediliyor. Bu üründe parfüm de dahil başka hiçbir madde olmadığı da belirtiliyor.

Cilt Lekesi Olanlar Dikkat!

Photobucket

Artık çillerinizi, güneş lekelerini, doğum ve hamilelik lekelerini ve akne izlerini, dert etmenize gerek yok.

Gelişen teknoloji kadınların imdadına yetişiyor. Lazer ya da kimyasal peeling sayesinde güneş lekeleri, çiller ve akne izleri, yanık ve doğum lekeleri, gebelikte oluşan lekeler silinebiliyor.
Kimyasal peeling ya da lazer yöntemi ile cilt lekelerini yok etmede yüzde 90'lık bir başarı elde edilebildiğini söyleyen Medikal Estetik Hekimi Dr. Sibel Esin Özgül, uygulanan tedavilerin özelliklerini anlattı.
Ciltte leke neden olur?
Lekeler, ciltteki melanosit hücrelerinin salgıladığı melanin pigmentinin ciltte birikmesi sonucu oluşur. Genetik yapı, güneşe maruz kalma süresi, kullanılan kimyasal maddeler, hormonal tabletler ve doğumsal faktörler leke oluşumunda etkilidir.
Güneş nedeniyle oluşan cilt lekeleri nasıl yok edilir?
Hassas ciltlerde görülen kahverengi lekeler daha çok göğüs, yüz, sırt, kol ve bacak gibi güneşe açık bölgelerde oluşur. Tedavisi lekenin büyüklüğüne göre planlanır. Hafif lekelerde kimyasal peeling'le soyma işlemi yapılarak sonuç alınıyor. Daha derin ve büyük lekelerde ise lazerle soyma işlemi yapılıyor. Güneşe karşı hassas olan insanların yaz aylarında güneşlenmemeleri, solaryuma girmemeleri özellikle cilt kanserleri açısından çok önemlidir. 50 koruma faktörlü kremle önlem almaları gerekir.
Çiller nasıl bir tedaviyle yok edilir?
Çiller, özellikle kış aylarında solar, yazın ise artış gösterir. Çil tedavisinde kimyasal peeling ve lazer uygulanır. Kimyasal peeling ile çilleri tamamen gidermek mümkün olmayabilir ama renklerini soldurarak oldukça iyi sonuçlar almak mümkündür. Sadece çilde değil, bütün lekelerde yapılan tedavilerde lekenin büyüklüğü, derinliği ve bulunduğu yere göre alınan sonuç değişir. Bazılarında lekenin sadece rengi soldurulur, bazılarında tamamen yok edilir. Anahtarlı lazer denilen cihaz, çil lekelerinde oldukça iyi sonuçlar verir.
Gebelik lekeleri nasıl silinir?
Gebelik lekesi; gebelik döneminde oluşan, hormon hapları ya da doğum kontrol hapları kullanımı sonucunda kadınların en çok yüz bölgesinde meydana gelen, kahverengi ya da koyu kahverengi lekelerdir. Daha çok esmer tenlilerde görülür. Bu lekelerde daha çok lazerle soyma işlemi uygulanıyor. Buna ek olarak kimyasal peeling'le de destek tedavisi uygulanarak olumlu sonuçlar alınıyor. Gebelik lekelenmesine yatkın kişilerin, özellikle gebelik dönemlerinde ya da doğum kontrol hapı gibi hormonal hapları kullandıkları dönemlerde, yaz aylarında en az 50 faktörlü kremlerle korunmaları gerekir.
Doğum lekeleri nasıl silinir?
Pigment lekelerinde lazer ve kimyasal peeling tedavisi uygulanıyor. Damarsal doğum lekelerinde endiyak lazer ile başarılı sonuçlar alınabiliyor. Ancak tek seans yeterli olmayabiliyor ve birkaç seans uygulamak gerekebiliyor. Damarsal lekenin büyüklüğü, yeri ve karakteri, uzman hekimler tarafından belirlenip tedavisinin planlanması gerekiyor.
Lazer ile hangi tür cilt lekeleri silinebilir?
Lazer; doğumsal lekelerde, güneşe bağlı lekelerde, gebelik lekelerinde, çillerde, akne lekelerinde, yaşlanmaya bağlı lekelerde kullanılıyor.
Özellikle doğumsal lekeler dışındaki lekelerde yüzde 90'a varan başarı sağlanıyor. Doğumsal lekelerde başarı ise lekenin özelliğiyle bağlantılı. Bunlarda başarı, yüzde 70'e inebiliyor.
Ciltteki yanık lekeleri nasıl temizlenir?
Yanık lekelerinde yanığın türü, ne şekilde oluşmuş bir yanık olduğu tedavi açısından önemli. Yanığın şekline, oluştuğu yere, büyüklüğüne, derecesine göre tedavisi değişiyor. Bazı yanıklarda cerrahi tedaviden destek alınması gerekiyor. Güneş sonucu oluşan yanıklar ile lazer yanıklarında lazerle soyma işlemi ya da kimyasal peeling ile tedavi sağlanıyor. Yanık tedavisinde tıbbi ilaçlardan destek alınması da önemli. Çünkü yanığın iyileştirilmesi için birinci sırada ilaç tedavisi geliyor.
IPL yöntemi hangi cilt lekelerini temizlemede kullanılır?
IPL lazer, soğuk lazer de denilen, aslında tam bir lazer olmayan cihazdır. Bu cihaz, direkt ciltteki melanin pigmentini hedef alır ve onun üzerinde gösterdiği etkiyle orada bir kabuklanma meydana getirir. Yaklaşık iki hafta içinde bu kabuklanma ortadan kalkar ve altından sağlıklı beyaz doku açığa çıkar. Bu işlem yapıldıktan sonra üç hafta boyunca en az 50 faktörlük kremlerle işlem yapılan bölgeyi güneşten korumak gerekir.
IPL'in dalga boyu, kılı tanıyan lazerin dalga boyundan farklı olduğu için IPL epilasyonda etki sağlayamaz, dolayısıyla bu cihazı epilasyonda kullanmak doğru olmaz. Cildi yenileme, gençleştirme ve lekeleri tedavi etme özelliği vardır. Kolajen sayısını artırdığı için dokuda ciddi gençleşme ve iyileşme sağlayabilir. Kişinin ihtiyacına göre seans sayısı değişir, ama 4-5 seans lekeler ve yaşlanma tedavisinde yeterli olur.
Hangi cilt lekeleri tedavi edilemez?
Güneş lekeleri, doğumsal lekeler, gebelik dönemindeki hormon duyarlılığından oluşan lekeler, akne izleri, çiller, foto yaşlanmaya bağlı lekeler ile doğumsal lekelerin içinde yer alan damarsal lekelerin yüzde 90'ı tedavi edilebilir. Ancak tedavi edilemeyen, sadece renginin hafifletilmesiyle sonuçlanan lekeler de var.
Damarsal lekelerde özellikle endiyak lazerle, lekenin özelliğine, çapına, yerine göre seans sayısı belirlenerek başarılı sonuçlar elde edilebiliyor. Bazı leke tedavilerinde lekeyi giderdikten sonra yaz aylarında lekeler tekrarlanabiliyor. Bu nedenle güneşten korunmak çok önemli. Ultraviyole A ve B'ye karşı koruyucu olan yüksek koruma faktörlü güneş kremlerinden yararlanılmalı. Özellikle yüz için sadece yazın değil kışın da krem kullanmak gerekir. Böylece yaşlılık lekelerinin de önüne geçilmiş olur.

Süt Banyosu Harikadır!

Photobucket

Süt gizemli bir maddedir. Nasıl da vakti zamanı gelince salgılanır, bebeleri korur, büyütür, besler! Aynı zamanda temizlik, saflık ve masumiyeti ifade eder. Süt içmenin her yaşta yararlı olduğunu biliyoruz. Ancak yine de sütün mucizeleri sadece beslemekten ibaret değildir. Bazı bölgelerde, anneler bebeklerinin incinen yerlerine süt damlatırlar. Süt çok eski yıllardan bu yana, cildi yumuşatmak ve nemlendirmek için kullanılan eşsiz bir kozmetiktir. Kleopatra'nın da deve sütüyle banyo yaptığından bahsedilir.
 
Gergin ciltlere...
Gerçekten cildi geliştirmenin ve rahatlatmanın en kestirme yollarından birisi, ona haricen süt uygulamaktır. Cildiniz gergin, kuru veya soluk mu görünüyor? Buzdolabında yarım kilo sütünüz varsa, onu hemen toparlayabilirsiniz. Dudaklarınız kuruyup çatlarsa, en iyi çaresi süt kreması ile masaj yapmaktır. İçine birkaç damla da gül suyu veya ıhlamur ilave edebilirsiniz. Bu karışımı her gece yatmadan önce dudaklarınıza sürün ve hafif bir masajla yedirin.
Eşşiz bir nemlendirici
Sütün içinde cilt için çok değerli bir madde olan laktik asit bulunur. Laktik asit cilt tedavilerinde en fazla yararlandığımız hidroksi asitlerden biridir. Cildin en üst tabakasında, diğer asitlerden daha etkili oldukları için, kimyagerler bunlara, 'üstün dereceli asitler' derler. Eşsiz bir nem sağlarlar. Ayrıca cildi derinlemesine temizler, ölü deriyi atmasına yardımcı olur ve yumuşatırlar. Nitekim süt banyolarından sonra cildimiz parlar, rengi düzelir ve esnekliği artar. Sütün içinde bulunan yağlar ve proteinler de önemlidir. Süt proteinleri saçları besler, parlaklık kazandırır. Bu nedenle süt banyosu yaparken diyet süt kullanmayın.
Özel banyo tarifleri
- Banyo suyunuzu ılıtın, küveti doldurun ve içine 250 gram kadar süt tozu ekleyin. İsterseniz içine yarım yemek kaşığı badem yağı ve birkaç damla da en sevdiğiniz parfümden koyun. Sonra da uzanın ve bu muhteşem karışım cildinize nüfuz ederken, hayatın tadını çıkarın.
- Banyo suyuna gerçek süt koymak istiyorsanız; tam yağlı, yarım litrelik bir şişe yeterlidir.
- Bir başka seçenek de; 2 ölçü süt veya süt tozuna 1 ölçü mısır nişastası ile yarım ölçü yulaf unu ve biraz da aromatik yağ karışımıdır.
Süt kokusu...
Bu banyolardan birini denerseniz, ne kadar rahatlatıcı olduğunu hemen anlarsınız. Ancak ne var ki, süt vücutta ağır bir koku bırakır. Bunu gidermenin en iyi yolu içine aromatik yağlar veya parfüm eklemektir. Özellikle limon, lavanta ve portakal yağları süt kokusunu kolayca bastırır. Bu yağlar ayrıca banyonuzu zenginleştirir ve ek yararlarla etkisini artırırlar. Ben her zaman süt tozunu tercih ederim. Çünkü süt çok kolay bozulur. Bu sefayı tamamlarken ılık su ile güzelce bir duş alıp durulanın ama tekrar sabunlanmayın.

Kaynak: Sabah

Parfüm Ciltte Leke Yapar!

Photobucket

Kadınlar, yazın güzel kokmak için parfüm sıkıyor. Ama güneşe çıkarken sıkılan parfüm ciltte leke yapıyor.

Parfüm ve kozmetik ürünlerinin kullanımı başınıza hiç ummadığınız sorunlar açabilir. Mersin Üniversitesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit Türsen, bu konuda şu uyarılarda bulundu:
- Boyun bölgesine parfüm sürülmesinin hemen ardından güneşe çıkılmamalı. Yoksa cillte kırmızı lekeler oluşabilir. Bu lekeler, kalıcı sorunlara neden olabilir.
- Parfüm sürdükten hemen sonra güneşe çıkılması gerekiyorsa, vücuttaki güneş gören boyun, kol, el üstü ve yüz gibi bölgelere güneş ışınlarına karşı koruyucu etkisi olan kremler sürülmelidir.
- Krem sürülse bile dışarı çıkmak için en az 15 dakika beklenmelidir. Güneş ışınlarına uzun süre maruz kalınması gereken durumlarda, koruyucu kremler 2-3 saatte bir yenilenmelidir.
- Bu tür lekeler genel olarak tedavi ile biraz solabiliyor. Ama engellemek için önlem almak daha önemli. Kortizonlu kremle, kırmızılaşan bölgelerin renklerinin solması sağlanabiliyor.
- Lekeler kalıcı hale gelse bile, onları leke giderici kremler ve lazer ile tedavi etmek mümkün.
- Güneş ışınlarına karşı, koruyucu krem kullanmanın yanı sıra geniş şapkalar ve sık dokunmuş elbiseler giymek de faydalıdır.
- Güneşin etkili olduğu 11.00-15.00 saatleri arasında, dışarı çıkmamaya özen gösterilmelidir.

Kaynak: Sabah

Dudak Parlatıcısı Kanser Mi Yapıyor?

Photobucket

Dudak parlatıcıların daha mı çok güneş ışığı çeker? İşte yanıtı...

Bu tezin doğru olup olmadığından şüpheleniyorsanız, doğru! Ancak bu konuda atlamamanız gereken dudak parlatıcıların dudaklarınızı aynı zamanda koruyan bir ürün olduğu. Dudaklarınız sebum bezlerine sahip değildir, cildiniz gibi doğal olarak yağ üretmezler.
Sonuç olarak çabuk kuruyabilirler. Daha önemlisi sebumun doğal koruyucu etkisi hiç yararlı değildir, güneş ışınlarından kolay etkilenmesine neden olur. Sonuç?Kollajen ve elastin dejenerasyonu cilt kanseri riskini artırır.
Çoğu insan dudak kurumasını cilt kanseri riskini görmezden gelerek önemsemez. Önemli olan parlatıcıların güneş ışınlarını dudak bölgenizde yoğunlaştıracağı konusu.. Bu nedenle dışarı çıkarken parlatıcı sürmeyebilirsiniz.
Diğer bir kolay çözüm SPF içeren dudak parlatıcı kullanmak. Eğer bunları pahalı buluyorsanız dışarı çıkarken dudak parlatıcınızı silip içeride yeniden sürmek olabilir. Bunun için uygun fiyatlı bir dudak parlatıcısı alabilirsiniz.
Hala dudaklarınızı korumak için sevdiğiniz lipstick ya da parlatıcıyı kullanabilirsiniz. E vitamini içerenlerini kullanmanız hem nemlendirici özelliği hem de antioksidan özelliği sebebiyle ne olursa olsun dudaklarınızı güneşin zararlı etkilerinden koruyacaktır.

Kaynak: Vatan

Kış gelmeden vücudunuzda neler yapmalısınız?

Photobucket

Sonbaharda deriyi etkileyen en önemli faktörler soğuk ve kuru hava, çevre kirliliği, kalın, yünlü, sentetik giysiler ve cilt temizliğinin yaz aylarından daha seyrek yapılmasıdır. Bu sorunlara engel olmak için cildimize nasıl bakım yapmamız gerektiğini öğrenelim.

• Temizlik: Yüzümüze ve vücudumuza, kurumaya engel olmak amacıyla kremli veya yağlı sabun ve jeller kullanılmalıdır.

• Nemlendirme: Yüz ve vücut deri tipine uygun nemlendiriciler(gliserin, vazelin, üre, laktik asit, hyaluronik asit içerenler) her banyodan sonra uygulanmalı ve kuruluğa engel olunacak şekilde nemlendiriciler daha sık sürülmelidir.

• Güneş koruması: Kış aylarında da güneş koruması devam ettirilmelidir. Özellikle karda(yansıma nedeniyle), yüksek yerlerde güneşin etkisi artmaktadır. Yağmurlu havalarda bile güneş açtığında ışığa duyarlı ciltler en az SPF: 15 – 30 arası sprey, krem veya losyon formlarındaki koruyuculardan kullanmalıdırlar.

• Anti - aging: Retinoik asit, glikolik asit, askorbik asit ve peptidler, krem, serum, maske şeklinde uygulanmalı; sistemik olarak antioksidan vb. gerekli maddeler kapsül veya tablet formlarında alınmalıdır.

• El bakımı: Soğuk havalarda gliserin, vazelin, lanolin içeren el kremleri daha sık uygulanmalı, el sabunları kremli veya yağlı olmalı, eldiven kullanılmalıdır.

• Ayak bakımı: Kış günlerinde kalın çoraplar, bot, çizme içinde uzun süre kalan ayaklara salisilik asit ve üre içeren krem ve pomadlar düzenli olarak uygulanmalıdır. Ayrıca mantar öldürücü maddelerin sprey, pudra, köpük, krem şeklinde uygulanması, mantar enfeksiyonlarına karşı ayakları korumaktadır.

• Saç bakımı: Saçları soğuk hava ve çevre kirliliğinden korumak için yumuşak şampuanlar ve saç kremleri uygulanması, saçları – tırnakları güçlendiren biotin, çinko, demir kullanılması kışın özen gösterilmesi gereken bir diğer konudur.

• Tırnak bakımı: Tırnaklar da soğuk havalarda daha çok kırılmakta ve incelmektedir. El kremleri, tırnakları korumak için yeterli olmamaktadır. Bu nedenle tırnak koruyucu kremlerin düzenli kullanılmasına dikkat edilmelidir.

• Beslenme: Beslenme de deriyi korumak için dikkat edilmesi gereken bir faktördür. A, C, E vitaminleri, çinko, bakır, demir, selenyum alımı yanında zayıflama diyetlerinin abartılmaması ve yağ, karbonhidrat kısıtlamasının dozunda yapılması önemlidir.

Hamileyken neden aşerilir?

Photobucket
Çikolata özellikle de bitter çikolata magnezyum ve demirden zengin bir besindir. Hamile bir bayanın canının çok fazla çikolata istemesinin nedeni kansızlık olabilir.

Demir içeren et, hindi gibi daha besleyici besinleri yeteri kadar almıyorsanız, bu yoksunluk çikolata yeme isteği olarak karşınıza çıkabilir. Magnezyum için ise kuru meyveler, tam tahıllar iyi birer kaynaktır.

Yeterli ve dengeli beslenmiyorsanız vücudunuz eksikliğini hissettiği besin öğelerini çeşitli yollardan karşılama yoluna gidebilir.

Çikolata mutluluk hormonu olan endorfin hormonunun salgılanmasını sağlar. Bu nedenle çikolata yiyen kişi kendini kısa süreli de olsa mutlu hisseder. Mutluluğun kısa süreli olma nedeni kısa sürede artan kan şekeridir. Bir süre sonra aniden kan şekeri düşer ve hamilelikte bireyin kendini kötü hissetmesiyle belirti vermeye başlar.

Bu nedenle ölçülü miktarda öğün sonrasında çikolata yemek gerekir. Ana öğün sonrasında veya ara öğünde süt gibi proteinli bir besinle tüketilmesini öneriyorum. Böylece kan şekerinizin çabuk yükselip düşmesini engelleyebilirsiniz.

Çikolata herkesin çok sevdiği bir yiyecektir. Çocukluktan itibaren tatlı tadına ve çikolataya olan düşkünlük hamilelikte yeniden ortaya çıkabilir.bDuygusal durumdaki değişimler sebebiyle çikolatayı psikolojik olarak da aşermek mümkündür.

Kalıcı Makyaj

Photobucket
Sabah uyandığınızda yüzünüzde makyaj olacak, havuzdan çıktığınızda bile makyajınız bozulmayacak. Kulağa hoş geliyor değil mi?

Daha çok kozmetik-dövme sayılabilecek bu işlem sayesinde kaş, göz çizgisi veya dudaklarda doğal cilt renginizle uyumlu etkiler yaratılabileceği gibi bazı ufak kusurlar kapatılabilir veya şekil bozuklukları giderilebilir. Böylece daha düzgün, bakımlı ve genç bir görünüm kazanmak işten bile değildir! Bu uygulamayı mankenler, aktörler, aktrisler ve gösteri işinde çalışan bir çok ünlü görünümlerini belirginleştirmek için kullanmıştır. Elde edilen estetik değerin dışında; bu yöntemle stres, zaman ve para anlamında kazanılanlar göz önüne alındığında, bu yönteme neden "geleceğin makyajı" adının verildiği oldukça açık!

Kalıcı makyaj kimlere tavsiye edilir?
Kalıcı makyaj parlak ve yüzeysel görünen normal makyaja oranla daha doğal görünür. Bunun yanı sıra makyajı tazeleme, yenileme, ekleme gibi dertler ortadan kalktığı gibi zaman ve para tasarrufu da sağlar. Bu nedenle hemen herkese uygun olmasına rağmen, özellikle bu yöntemi kullanması tavsiye edilenler aşağıda liste halinde verilmiştir:

• Zamanı kısıtlı, çalışan kadınlar
• Seyrek, çok açık renk ya da yarım kaşları olan kadınlar
• Hassas gözleri olan kadınlar
• Seyrek kirpikleri olan kadınlar
• Lens kullanan kadınlar
• Göz bozukluğu olan kadınlar
• Kozmetik ürünlerine alerjisi olan kadınlar
• Artrit hastalığı veya titreyen elleri olan kadınlar
• Genellikle stresli veya ağır işleri olan kadınlar
• Atletler, sporcular
• Profesyonel hayatta sürekli iyi görünmek zorunda olanlar
• Hastalık, kemo-terapi gibi tedavilerden sorunları olan kadınlar
• Yüzlerinde bulunan asimetrik hatlardan kurtulmak isteyenler
• Dağılmayan makyajın avantajını kullanmak isteyen kadınlar.

Kalıcı makyaj güvenli midir?
Gereken özen gösterilir ve temizliğe önem verilirse güvenlidir. Kullanılan pigmentlerin (renklerin) tümü doğaldır. Kullanılan malzemenin tek kullanımlık steril malzemeler olması gerekir. Böylece ortamdan herhangi bir hastalığın bulaşma riski sıfırlanır. Kalıcı makyaj yaptırmadan önce, cilt renginin alt tonlarındaki farklılıkları ortaya çıkaracak olan bir test uygulanabilir. Bu test sayesinde kişinin alerjik olup olmadığı da anlaşılarak herhangi bir alerjik reaksiyon riski elimine edilir.

Kalıcı makyaj nasıl yapılır?
Çoğu kişi uygulama anını hafif bir batma hissi olarak tarif eder. Kişinin ağrı duyarlılığı ve uygulayıcının el hafifliğine göre farklılıklar gösterecek minimum bir rahatsızlık söz konusudur. Bölgede oluşabilecek rahatsızlıkları en aza indirmek ve bölgeyi uyuşturmak için yüzeysel anestezi ve yağlar kullanılabileceği gibi, bir doktor ya da dişçi gözetiminde lokal anestezi de yapılabilir. uzunluğu kişinin hassasiyetine, cilt nemine, yoğunluğuna, elastikiyetine ve cildin genel durumuna göre değişebilir. Ortalama süre 2-3 saat kadardır.

Bir set mikro steril iğne, kalıcı renk karışımına batırılarak kişinin istekleri doğrultusunda cilde uygulanır. Taze renk, iğneler vasıtasıyla cildin üst tabakasına zerk edilir. Dövme uygulamasının aksine, cilt hafifçe kaldırılarak renk uygulandığından, daha ağrısız gerçekleşir. Yine aynı nedenle ciltteki travma da çok daha çabuk iyileşir. Uygulama sonrasında çoğu kişi normal hayata derhal devam edebilir.

Uygulamanın tam anlamıyla kalıcı olması bazı şeylere dikkat edilmesini gerektirir. Güneşin UV ışınlarına fazla maruz kalmak ya da solaryum seansları, cildin fazla kuru olması, bazı uyuşturucular ve sigara kalıcılığı olumsuz yönde etkileyen faktörlerdir. Alfa- hidroksi, retin-a ve glikolik asit, kalıcı makyaj uygulanan bölgelerden uzak tutulması gereken maddelerdir. Aksi halde etki azalabileceğinden belli sürelerde ekstra bakım gerekebilir. Göz kapaklarına güneş korumalı krem kullanmak, eye-liner uygulanmış gözlerde güneş gözlüğü takmak, dudaklara koruyucu sürmek gibi bazı önlemler makyajın kalıcılığını artıracaktır.

İyileştirir, güzelleştirir..

Photobucket

Başlı başına sağlık kaynağı olan üzüm için ''Faydalarını anlatsam kitap olur'' sözü gerçek oldu.   


KAYSERİ - Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Aysun Çetin'in, serbest radikaller, antioksidanlar, kanser biyokimyası, kök hücre biyolojisi, fitoterapi ve anti-aging konularında yaptığı bilimsel çalışmalar sonucunda ''İyileştirir, güzelleştirir: üzüm'' isimli kitabı piyasaya çıktı.        
Bilimsel çalışmalarıyla 2004 yılında Türk Hematoloji Derneği Genç Araştırmacı Ödülü, 2008 ve 2010 yıllarında ise Gevher Nesibe Bilimsel Araştırma Teşvik Ödülü'nü kazanan Çetin, güzellik, gençlik ve sağlık iksiri olarak nitelendirilen üzümün insan hayatındaki önemini kitabında anlattı.        
Çetin, üzümün insanlık tarihinden daha eski bir meyve olduğunu, üzüm meyvesini veren asma bitkisinin geçmişinin 150 milyon yıl öncesine kadar dayandığını belirtti.        
Üzümün, mitolojide tanrıların güç kaynağı, efsanelerin meyvesi, bolluk ve bereketin simgesi olarak kabul edildiğini ifade eden Çetin, Kuran'da bile çeşitli ayetlerde üzüm mucizesinin insanlara buldurulduğunu kaydetti.        
        
GENÇLİK VE GÜZELLİK İKSİRİ
Üzümün faydalarının son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalarla daha açık bir şekilde ortaya konduğunu dile getiren Çetin, üzümün bilinen en önemli özelliğinin doğal antioksidan olarak kansere karşı koruyuculuğu olduğunu vurguladı.        
Üzüm kabuğunda, çekirdeğinde ve suyunda bulunan resveratrol maddesinin kanserin pek çok safhasında durdurucu etkiye sahip olduğunun bilimsel olarak kanıtlandığını belirten Çetin, şu bilgileri verdi:       
''Üzümün içeriğinde bulunan resveratrol maddesi, son yıllarda adını sık duyduğumuz serbest radikalleri etkisiz hale getirir. Serbest radikaller, radyasyon, besinlerdeki katkı maddeleri, ilaç artıkları, güneş ışığı, havadaki kimyasal maddeler, egzoz ve baca dumanları, çevre toksinleri, stres, virüsler, alkol, sigara ve ağır metaller gibi dış kaynaklı etkenlerle ortaya çıkarak hücre yapısına ciddi zararlar verir. Bu durum, kanser gibi hastalıklara yol açarken yaşlanma etkilerini hızlandırır. Üzüm çekirdeğinin yaşlanmaya yol açan serbest radikal hasarını azalttığı ve antioksidan savunma mekanizmalarını güçlendirdiği yaptığımız laboratuvar çalışmalarında tespit edilmiştir. Günümüzde artan dış etkenler serbest radikal üretimini arttırarak ve antioksidan savunma kapasitesini azaltarak, biyolojik yaşlanma üzerine foto hasarın eklenmesi ile foto yaşlanmanın ortaya çıkmasına neden olur. Üzümün içeriğindeki serbest radikalleri etkisiz hale getiren resveratrol maddesi, bilim adamları tarafından binlerce yıldır aranan 'gençlik iksiri' olarak nitelendirilmektedir.''
        
SAÇ DÖKÜLMESİNİ ENGELLİYOR, GÖZ VE DİŞ SAĞLIĞINI KORUYOR

Üzümün içeriğindeki maddelerin faydalarının sadece antioksidan özelliği ile sınırlı olmadığına dikkati çeken Çetin, üzümün saç dökülmesinin bile önlenmesinde etkili olduğunu kaydetti.        

Saç dökülmesinin birçok etkene bağlı olduğunu dile getiren Çetin, Japon bilim adamlarının üzüm çekirdeği ekstresinden elde edilen ''proanthosiyanidin'' adlı maddenin saçlara uygulanması ile saç hücrelerinin yüzde 230 oranında çoğaldığını saptadıklarını söyledi. 
      
Çetin, proanthosiyanidin maddesinin saç üzerindeki olumlu etkilerinden faydalanmak için üzümün taze veya kuru olarak yenebileceğini ya da günlük 100-200 miligram üzüm çekirdeği tüketilmesi gerektiğini belirtti.       

Üzümün, göz ve diş sağlığı açısından da önemli katkılar sağladığını anlatan Çetin, ''Üzüm çekirdeği, antioksidan etkisi ile katarakt oluşumunun ilerlemesini önlemekte, gözlerdeki kılcal damarlarda kan dolaşımını kuvvetlendirmekte ve böylece gözün saydam tabakasının korunmasına yardımcı olmaktadır. Diğer taraftan, yapılan araştırmalarda üzüm çekirdeği özütünün antimikrobiyal ve antibakteriyel etkiler gösterdiği, ağız kokusu ve diş çürüklerine neden olan bakterilerin seviyesini azalttığı belirlenmiştir'' diye konuştu.       

Üzümün kalp ve diyabet hastaları için de doğal ilaç özelliği taşıdığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Aysun Çetin, yaş veya kuru meyve olarak tüketilebilen üzümden yapılan üzüm suyu veya sirkenin de adeta doğal eczane niteliği taşıdığını sözlerine ekledi.      

Kaynak:Ntvmsnbc ve Ajanslar..

Koton 2010 İlkbahar/Yaz Bayan Koleksiyonu

Photobucket
Koton'un yeni sezon koleksiyonu, eskiyi ve yeniyi biraraya getiriyor. Koleksiyon, hem hafta sonu hem de  gardrobuna hitap ediyor.

Koton 2010 İlkbahar/Yaz bayan koleksiyonunda yer alan farklı temalarıyla 2010trendlerini ön plana çıkarıyor.

Playful Texture:
Bu tema içinde yaz geceleri için farklı desen ve renklerle işlenmiş pul detaylıelbise, etek ve bluzlar bulunuyor.Yıpratılmış ceketler, uçuşan şifon etekler ve tişörtler ile kombinlenen bu parçalar sadeliği ve gösterişi, spor ve şıkı, yeni ve eskiyi biraraya getirerek sofistike bir denge oluşturuyor. Gecelerin vazgeçilmez rengi siyahın, lacivertin ve tonlarının kullanıldığı bu koleksiyonda, haki rengi yaza damgasını vuracak.
Photobucket
Urban Western: 
Pudra, ten rengi, yavruağzı, somon, uçuk pembe, taş, krema, lila ve ekru gibi pastel bir palet ile grilerin ve uçuk hakilerin buluştuğu bu tema, 2010 yazının en yenilikçi silüetlerini sunuyor.Dökümlü kumaşlar ile çalışılmış bu koleksiyon rahat bir o kadar da  şık alternatifleri bir arada sunuyor. Beli pileli paçaya doğru daralan pantolonlar, etek ucu kıvrılmış şortlar, taş rengi yıkamalı trençkotlar ve yıpratılmış gömlek ve ceketler bu koleksiyonun kilit parçaları arasında. Elbiselerde yumuşak drape detayları ile hayat bulan bu yumuşak renk paleti, aksesuarlarda da yine pastel tonlar ile destekleniyor.
Photobucket
The New Structure: 
Dökümlü ve dik kumaşalrın biraraya gelmesiyle oluşan bu temada yüksek belli, paçaya doğru bollaşan pantolonlar, diz üstünde biten kalem etekler, üst-alt farklı kumaşlarla çalışılmış beli kemer detaylı elbiseler 2010 yazının  gardrobunu oluşturuyor. Dökümlü jarse ve ipeklerle kombinlenen bu parçalarda yumuşak ve dökümlü dokular rahat ve doğal bir görüntü sağlarken; vücudu saran kumaşlar ise gösterişli ve güçlü bir silüet getiriyor. Beyaz, uçuk mavi laciver, bej ve taş renklerinin hakim olduğu bu koleksiyon, jean topuklu ayakkabılar ve platform topuklu sandeletler ile kombinleniyor.Rahat ve kullanışlı omuz çantaları 2010 yazının anahtar parçalarından.

Photobucket


Soft Silhouttes: 
Solmuş gri mavilerin parlak kobalt ve leylaklarla buluştuğu bu tema ile, 90'ların birlikte giyilen jean gömlek ve pantolonlarına, tişört üstü dantel bluzlara, etek ucu dikişsiz bırakılmış ceket ve eteklere tekrar merhaba diyoruz. Katkat jean etekler ile giyilen mavi-gri keten kısa ceketler, rengaren spor atletler, antik sarı düğmedetaylı yıpratılmış jean gömlek ve pantolonlar, beli dışarı doğru kıvrılan dar kesimli ve dökümlü pantolonlar, dantel detaylar bu temanın olmazsa olmazları. Vahşi batıyı gardrobumuza taşıyan yıldız desenleri, rodeo temalı baskılı tişörtler de koleksiyonda önemli parçalardan. Bu temayı tamamlayan en önemli aksesuar ise bileğe kadar uzanan bot-sandaletler..
Photobucket
Photobucket

Collezione 2010 İlkbahar Bayan Koleksiyonu

Photobucket
Collezione renk cümbüşünü andıran yeni sezon bayan koleksiyonuyla yine gençcanlı ve dinamik..

Günlük giyim tarzlarına ağırlık veren Collezione'un 2010 İlkbahar koleksiyonu canlıve rengarenk ürünlerle öne çıkıyor.  Rahat kombinlenen fonksiyonel ürünlerle yine genç ve trendy bir çizgi yakalamayı amaçlayan 2010 İlkbahar koleksiyonuürün çeşitliliğiyle de dikkat çekiyor.

Koleksiyonda yer alan üst grup ürünlere baktığımızda; uzun kollu ve kısa kollu baskılı ve çizgili tişörtleri, yine uzun kollu ve kısa kollu hazırlanmış trikoları, tunik gömlekleri, cıvıl cıvıl renkleriyle montları ve son dönemlerin hit parçası yelekleri görüyoruz. Modeller modern olduğu kadar nostalji de kokuyor. Gömleklerde ekose desen modası devam ediyor.
Photobucket
Bahar mevsiminde elbiseler, kadınların gardrobunda vazgeçilmezdir. Collezione'un yeni sezon koleksiyonunda hem kısa hem de bileklere kadar uzanan elbiseler görmek mümkün. Elbiseler de koleksiyonun geneli gibi rengarenk. Elbiselerde çiçekli desenler, karışık geometrik desenler ve nostaljik şal deseni hakim.
Photobucket
Pantolonlarda hem dar kesimler hem de oldukça bol kesimler kullanılmış. Bu da koleksiyonun nostaljik yanlarından biri. Kumaş pantolonlarda cıvıl cıvıl renklerin yanı sıra toprak tonları da ağırlıkla kullanılmış. Bol pantolonları uzun tuniklerle kombinleyerek şık bir görüntü yaratabilirsiniz. Tabii bu görüntüyü tamamlayan kemerleri de unutmamanız gerek..
Photobucket
Collezione 2010 İlkbahar koleksiyonu'nda olmazsa olmaz parçalardan biri  de jean pantolonlar..
Renk renk desen desen tişörtler bu bahar yine jeanlerle kombinleniyor. Bu sezon skinny jeanler moda! Alt grupta yer alan bir diğer ürün olan etekler ise adeta baharı simgeliyor. Collezione çiçekli eteklerle bahar çiçeklerini gardrobunuza taşıyor. 

Photobucket

Siyah Noktalardan Kurtulun!

Photobucket
Clean&Clear siyah nokta temizleyici peeling jel ile siyah noktalarınıza veda edin!
Photobucket

Clean&Clear siyah nokta temizleyici peeling jel, özel formülü ile gözeneklerin içine nüfuz ederek hapsolmuş kiri ve yağı temizliyor. İlk günden itibaren siyah noktaları yok etmeye yardımcı oluyor.
Yapmanız gereken tek şey, jeli ıslak yüzünüze göz çevrelerinizden uzak tutarak masaj yaparak uygulamak ve bol su ile durulamak.

18 Ekim 2010 Pazartesi

Dermalogica "Concealing Spot Treatment" ile Sivilcelere Elveda

Photobucket
Dermalogica, sivilcelere karşı savaş açıyor!

Dermalogica’nın erişkin aknesine yönelik bakım serisi MediBac Clearing System’in en başarılı ürünlerinden Concealing Spot Treatment, özel formülüyle sivilceleri yok ederken aynı zamanda doğal rengiyle cilt tonuna anında uyum sağlayarak sivilcenin gizlenmesine yardımcı oluyor!

Medibac Clearing System serisinin ürünlerinden Concealing Spot Treatment, gün boyu sivilcelerini gizlemek isteyenler için cazip bir alternatif .. Concealing Spot Treatment, sivilcelerin üzerine uygulandığında doğal rengiyle cilt tonuna uyum sağlayarak renk farkını ortadan kaldırıyor. İçeriğindeki konsantre kükürt ile sivilce bakımına da yardımcı olan Concealing Spot Treatment, makyaj altına dahi uygulanabiliyor. Suni koku ve renklendirici içermeyen bu ürün özellikle Benzoil Peroksit’e karşı duyarlı kişiler için de ideal..

Photobucket
Nasıl kullanılır?
Kullanmadan önce iyice çalkalayın. Sivilce oluşumunu devamlı kontrol etmek için, gün boyu ihtiyaç duyulduğunda problemli bölgenin üzerine nazikçe uygulayın. Sivilcelerden tamamen kurtulana kadar uygulamaya devam edin.

Fiyatı: 97.50 TL (15 ml.)